08 Eylül 2008

Ramazan ve tarhana çorbası


Saat 19:35.İftara 15 dakika kala yazılan yazılar buram buram tarhana çorbası kokar.Yanında da salatalık turşusu varsa değmeyin keyfime.İnsanın Ramazan ayını en iyi hissettiği anlar bu anlar olsa gerek.İftara son bir saat kala ve sahur yemeğinden sonra sabah namazını beklediğin o nadide zaman.İftarı beklemek yemek yeme kaygısı değil başladığı bir ibadeti hakkıyla sonlandırma isteğidir aslında.O hazzı yaşamanın heyecanı.Bu yüzden iftar zamanını ve sahur vaktini olabildiğince son anlara sıkıştırmamak gerek.Vakti genişletmek gerek.Hazırlanmak hazır olmak gerek.Nasıl ki abdest namazın başlangıcıdır,söz konusu vakitlere de bir başlangıç yapmak lazım gelir.Hazır olmadan o duygu yoğunluğu yakalanmadan yapılan iftar bedeni olup ruhsallıktan uzak olacaktır.
Ramazan ayı yağmurla birlikte geldi Edremit’e.İlk sahurumuzu şiddetli bir yağmurun nağmeleriyle yaptık.Çakan şimşekler ve ardından gelen gökgürültüsü.Bu tip bir tabiat hadisesi azabı hatırlattığı için bana hep korkutucu gelmiştir.Acaba derim aklımın bir yerinde.Acaba azap mıdır gelen.Ama bu sefer öyle olmadı.Belkide ibadet üzre olmamızın bir rahatlığı vardı.Ayrıca Ramazan ayı rahmeti,merhameti temsil ediyordu.Ve biz Rabbimizden rahmetini umuyorduk.
Bu coğrafyada sahur vakti saat 5 civarında yaşanıyor.Davulcunun ise saat 2.5 gibi bizim için garip sayılabilecek bir saatte gelmesini yataklarımızdan söylenerek kınadık.Ancak bu kınama işi pekte işe yaramadı ki hiçbir evin ışığının yanmadığını gören davulcu aynı noktada bıkmadan usanmadan yarım saat boyunca davul çaldı.Çevrede yaşayan insanların rahatsızlıkları bir yana davulcunun bu istikrarlı duruşu gerçekten dikkate değer.Bir insan evladı çatlar yahu bir noktada durup yarım saat boyunca davul çalınca.
Diyeceğim o ki,bir ramazan daha gelmiş bizi bulmuş bizde biraz çaba sarfedip onu ararsak (ki bulursak ne ala) bu ay inşallah çok güzel geçecek.Herkese Hayırlı Ramazanlar diliyorum.