03 Aralık 2008

Zamana ve Mekana Yolculuk-2

Afyon benim için karanlık bir şehir. Konya-Ç.kale arası yolculuklarda otobüs saatlerinin uygunsuzluğu bu şehrin gece karanlığı gibi üstüme çökmesine sebep olurdu. İnsan görmediği, tanımadığı şeyin düşmanıdır derler. Bu yüzden olsa gerek Afyon bana karartılarda belirir.
Bu defa Afyon gülen yüzüyle karşılıyor bizi. Geçirdiğimiz yağmurlu saatlerden sonra güneş tüm parlaklığıyla yolumuzu aydınlatıyor.Şehrin girişinde beş yıldızlı termal oteller ve estetikten nasibini almamış dinlenme tesisleri bulunuyor.Bir gecelik konaklama ücreti 120 ytl’den başlayan fiyatlarla bu ne idüğü belirsiz taş yığınları ülkenin üst gelir seviyesindeki zevatına hitap ediyor olsa gerek. Merkeze doğru ilerlediğimizde şehrin ucube yüksek binalara sahip olmadığını görüyoruz.
Yolları biraz dar olsa da trafik bir şekilde akıyor. Ve siz ilerlerken karşınıza şehre imzasını atmış eski camilerinden imaret camii çıkıyor.Camiyi daha yakından incelemek için arabamızı bir yan sokağa park ediyoruz. Halk arasında her ne kadar imaret camii şeklinde anılsa da caminin esas ismi Gedikli Ahmet Paşa camii.Yapılış tarihi 1472 lere uzanıyor.Geniş bir avluya sahip.
Avluda gezinirken hemen yanındaki imaret hamamı dikkatimi çekiyor. Üstü ufak kubbelerle bezenmiş görsel bir şölen. Caminin ve hamamın bu kadar yakın olması hemen aklıma medreseyi getiriyor. Burası eskiden camisi hamamı ve medresesi olan bir külliye olsa gerek. Caminin hemen arkasındaki taş medrese bu düşüncemizi haklı çıkartıyor.
Afyon’a gelipte Karahisar kalesine gitmemek olmaz.Biraz yüksekte olduğu için bazı arkadaşlar yukarıya kadar çıkmaya gerek olmadığını düşünüyor.Oysa eski medeniyetler bu yokuşları kaleyi alma uğruna savaşarak katetmişler.Sırf bu düşüncelerle o yokuşa tırmanmak bile insanı heyecanlandırıyor. Kale bir kayalık dağın tepesine kondurulmuş çevresi uçurum olan bir yapı.
İlk olarak sanırım Hititler zamanında yapılmış. Daha sonraları her medeniyetin katkısıyla bu güne kadar gelmiş. Kaleye çıkan yolda restore edilmiş eski evler görüyoruz. Estetik olarak Osmanlı evlerini andıran bu renk renk evler Afyon’un ayrı bir zenginliği. Bu evlerin arasında bir mezar görüyoruz. Ahmet Turani Türbesi. Battal gazinin en yakın arkadaşlarındanBirlikte kalenin kuşatılmasına katılırlar ve şehit olurlar. Mezarın karşısında Ulu Cami. Minareyi fark edemeyenler ilk etapta buranın bir han olduğunu zannedebilir. Dikdörtgen şeklinde yapılmış oldukça büyük bir ibadethane. 1277 tarihinde inşa edilen bu caminin içine girdiğimizde yapının Konya-Alaattin tepesindeki Alaattin caminin yapısıyla örtüştüğünü fark ediyorum. Tavanı ve kolonları ahşaptan yapılan caminin gizemli bir havası var. Planlarımız arasında arkeoloji müzesini de gezmek vardı ama havanın kararmaya başlaması zamanımızı kısıtladığı için burayı bir sonraki gezimize bırakıyoruz. Geceyi Gazlıgöl’de geçirmeyi karar veriyoruz. Gazlıgöl Afyon merkeze 20 km uzaklıkta termal suları olan köy görünümünde bir yerleşim yeri. Ne alt yapısı ne de düzgün bir tesisi olmayan enteresan bir yer. İnternetten bakarsanız ‘ünlü’ kelimesi kullanır. Biz ünlü herhangi bir özelliğini bulamadık.Ve şunu gördük ki,apartman olarak kullanılan bir binanın üzerine Termal Otel tabelası konulmuş olması orayı termal otel yapmıyor. Neyse ki Belediyenin iyi-kötü apart tarzında yapılmış bir tesisi var.Bir gece burada kalıyoruz. Ve sabahında Konya yolundayız…