27 Kasım 2008

Zamana ve Mekana Yolculuk-1


Yolculuk kendini bulma çabasıdır. Farklı mekanlarda farklı zamanlarda eksik kalmış yönlerini tamamlama gayreti bir nevi. Bazen tarihe,bazen denize ve güneşe,bazen de dağların gizemine bir kaçış. Bu düşüncelerle çıktık Edremit’ten yola. Ne zaman nereye gideceğimiz konusunda yüzeysel fikirlerimiz vardı. Plan yapmanın insanı hapsettiğine inandığım için plansız programsız bir yolculuk olacak bu. Yol insana nerede ne yapması gerektiğini gösteriyor aslında. Yeter ki ona kulak verilsin. İlle de bir plan yapılacaksa oda bir merkez seçimi olmalı bence. Yani yolculuğun üzerine oturtulacağı bir temel. Bırak yolculuğun onun çevresinde kendiliğinden gelişsin. Benim için merkez nokta Konya’ydı.Bunun dışında seyahatin nasıl ilerleyeceği konusunda benimde bir fikrim yoktu.
Her şeyden önce Besmeleyle çıkacaksın yola. Geride bıraktıklarını dualarla Allah’a emanet edeceksin. Ve Allah’tan bu yolculuğun hayırlara vesile olmasını dileyeceksin. Yol seni tüm varlığınla kabul edecek. Vücudunla ve ruhunla ilerleyeceksin. Ruhun geriden gelmesi veya önden gitmesi sıkıntıya sebep olur çoğu zaman.Ruhun önden gitmesi farklı beklentilere işarettir. Yolculuk esnasında bu beklentilerin şu veya bu sebeple tatmin edilememesi hayal kırıklığı oluşturur.
Bir Çarşamba gününün sabah namazı sonrası bulduk kendimizi yollarda. Heyecanlıydık.Bu ikinci uzun yol deneyimimiz olacak. Tarihler 19 Kasımı gösteriyor.Hava kapalı.Bursa üzerinden Afyon’a gitmeyi hedefliyoruz.Sabahın dinginliği yolumuzu açıyor.Ve üç saat sonra Bursa’ya varıyoruz. Mümkün olduğunca içine girmeden çevre yolundan güzergahımızı belirlemeye çalışıyoruz. Neyse ki mesai saatleri içinde olmamız Bursa trafiğinin hengamesine uğramadan sessiz ve sakin bir şekilde Bursa’dan ayrılmamızı sağlıyor. Ardından gelen İnegöl- Bozüyük yolu tabiatın renk cümbüşüne sahne oluyor. Ağaçların kırmızımsı parlak renkleri yolculuğa ayrı bir güzellik katıyor. Daha önceki otobüs yolculuklarımdan hatırladığım kadarıyla özellikle gün batımı esnasında güneşin ışıklarıyla buluşan bu güzellik daha bir canlılık kazanıyor. Altı saat süren yolculuktan sonra Afyon sınırlarına girmiş bulunuyoruz. Bastıran uyku ve yol yorgunluğu iyice dikkatimi dağıtıyor. Direksiyon hakimiyetimi kaybetmeye başladığımı fark ediyorum. Kalan yarım saatlik yolu riske etmeden bir kenarda dinlenme molası veriyoruz. Çeşitli egzersiz hareketleri ve derin nefes çekişler vücudumu bir nebzede olsa rahatlatıyor. Artık yola devam edebiliriz.